16 Aralık 2013 Pazartesi

Tom Ford - Grey Vetiver (2009)

"Gucci fiyatına comme des garçons kalitesi.."



Grey Vetiver, son yıllarda kaliteleriyle beğeni toplayan Tom Ford parfümlerinin en popüler modellerinden bir tanesi. Yaratıcısı Harry Fremont, pek çok farklı marka için belki efsane olmamış ama hemen hepsi kendi dönemlerinde sevilerek kullanılmış parfümlerin yaratıcısı. Kabe samanı ana temalı olup, güneşli ve tuzlu odunsu kokuların bir karışımı olarak lanse edilen 2009 çıkışlı grey vetiver klasik bir baharatlı odunsu koku.

Grey Vetiver' in harmanı:
üstte: portakal çiçeği, greyfurt, turunçgiller, ada çayı, kabe samanı
ortada: süsen, baharatlar, kabe samanı, kırmızı biber
altta: amber, odunsu notalar, kabe samanı, meşe yosunu
notalarından oluşuyor. Harman gayet kaliteli, basit ama ustaca hazırlanmış bir harman. Ada çayı ve kabe samanı karışımı kusursuz diyebilirim. Burnunuzu rahatsız eden, sentetik gelen hiç bir şey yok. Temiz, berrak bir canlılık var. Notaları temiz şeklide algılıyorsunuz. %100 doğal hissiyatlı diyemem ama "bu sentetik istemem ben bunu" dedirtecek bir sıkıntısı yok. Oldukça homojen, iyi karışmış bir harman. Kabe samanı pozitif açıdan öne çıkıyor, diğer notalar da ona lezzet katıyorlar. Dolayısıyla parfüm standart moda markalarının arasından ayrılarak daha yukarıda comme des garçons kalitesinde yer buluyor kendine.

Kokusunun temiz, berrak ve hafif ekşi bir açılışı var. Amber, yeşil ve süetsi kokulu kabe samanı hemen belirgin. Bu süetsiliği ada çayı veriyor. Ada çayını hiç sevmediğimi blilirsiniz ama burada kabe samanıyla muhteşem harmanlanmış. Bu ilk andaki koku karışımını kafanızda hayal edebilmeniz için; yeşil çimen kokulu kabe samanına kuş üzümsü, süetsi bir koku ekleyin. İşte ada çayı ve kabe samanının karışımı size bunu veriyor. Gerçekten ender görülen bir ikili karışım başarısı. İlk andaki o ekşi turunçgiller 5 dakika bile kalmıyor, keşke birazcık daha kalsalarmış diyeceğiniz kadar temiz ve berrak kokuyorlar. Parfümün temelinde haliyle kabe samanı hakim. Zaten tüm harmanlarda var, dolayısıyla sıktığınız anda başlamış oluyor. Son derece güzel doğal bir kabe samanı. Guerlain Vetiver'deki kabe samanı kokusuna oldukça yakın. Ama onun kadar kuru ve tozlu kokmuyor, burada daha kadifemsi, menekşemsi kokuyor. Azıcık turunçgil tatlılığı da barındırıyor. 
Bir yarım saat sonra orta harmanda biraz tuzlanmaya başlıyor, kırmızı biberi hafiften alabiliyorsunuz. Ana karakter hala kabe samanı, ama artık ada çayı ve turunçgiller yerini süsen, biber ve koyu odunsu notalara bırakıyorlar. Dolayısıyla parfüm canlı turunçgilli bir açılıştan, ılık, hafif tuzlu odunsu bir hale geçiyor. Olgunlaşıyor. Ben yine o başlardaki taze turunçgilli havanın daha uzun sürmesini isterdim. Bu andan itibaren artık baharatlılık giderek artmaya başlıyor ve koku klasik bir baharatlı odunsu kokuya dönüşüyor. Sıktıktan sonra bir 2-2,5 saat geçtikten sonra da, bu tuzlu dolgun baharatlılık azalıyor. Yerini yine baştaki gibi yumuşak, kuş üzümlü kadifemsi kabe samanı ile çok hafif ambere bırakıyor. Bundan sonra da pek değişmeden devam ediyor. Açıkçası ben bir meşe yosunu notası hastası olarak altta herhangi bir meşe yosunu algılamadım harmanda. Kokusunu genelce özetlemem gerekirse; 3 fazlı diyeyim, ilk yarım saat turunçgilli, taze, berrak bir kabe samanı, sonra 2 saat kadar daha oturaklı baharatlı odunsu bir gövdeye eşlik eden kabe samanı, son fazla ise; tekrar yumuşamış, kibarlaşmış, adeta ikinci fazındaki gövde gösterisi için özür dileyen bir kibarlıkta, hafiften güzel güzel vuran saf kabe samanı karakteri. Derin, gezintili, akışkan bir harman. Sevdim, eğlenceli bir parfüm. Analizci parfüm severler için keyifli bir parfüm. 

Piyasada genelde iki tip kabe samanı kokuları oluyor; ya nispeten cılız karakterli ve hafif, light tipli sportif kokular, ya da daha karakterli ama koyu, ciddi karakterli kokular. Ben bugüne kadar hafif, fresh tipte olup da, biraz daha aklı başında, karakterli bir kabe samanı kokusunu tam olarak bulamamıştım. O yüzden tercihimi koyu encre noire gibi ürünler yerine, creed original vetiver gibi parfümlerden kullanıyordum. Onlar da bir tık fazla sportif kalıyordu. İşte grey vetiver bu boşluğu dolduruyor. Ne çok ciddi, çok sportif. İkisinin arasında dengeli bir karakter.

Özetle özenilmiş, başarılı bir kabe samanı parfümü. Klas bir koku karakteri var, elegant değil ama sınıf sahibi ve belli ediyor. Detaylı parfümleri seviyorsanız size göre. Abartmayan ciddiyeti ve canlılığıyla çok dengeli, hata belki gördüğüm en dengeli kabe samanı kokusu diyorum. Yalnız en iyisi değil, hala kullandığım en iyi kabe samanı temalı parfüm creed original vetiver. Grey vetiver ondan sonra ikinci geliyor. Başyapıt değil ama son derece balanslı bir parfüm. Gucci fiyatına comme des garçons kalitesi.

Sönük değil ama, fark edilirlik ilk 5 dakika harici çok da iyi değil. Tene oldukça yakın kalan kendi hemen göstermeyen bir koku. Arada hafif hafif esebiliyor ama çok bariz değil. Bağıran bir kabe samanı kokusu istiyorsanız yanlış tercih olur. Kalıcılığı ise ortalama üzeri diyebilirim, bende 5-6 saat idi. İdeal yaş grubu düşünürsem 16'dan başlayıp gider diyebileceğim seçici olmayan bir karakteri var, hemen herkese yakışacaktır. Çünkü yeri geldiğinde sportif, yeri geldiğinde efendi durabilen saygılı bir parfüm. Yine aynı nedenlerden dolayı 4 mevsim kullanılabilir. Gerek iç, gerek dış mekanlarda, normal zamanlarda ya da özel zamanlarda kullanılabilir. Yani son derece versatil. Sadece parfümü biraz göstermek istiyorsanız kapalı mekanlar daha iyi bir tercih olur, çünkü yazdığım gibi projeksiyonu zayıf. Körleme almak dışında, genel olarak herkese önerebileceğim, gayet başarılı bir kabe samanı parfümü diyorum.

28 Kasım 2013 Perşembe

Yves Sain Laurent - M7 Oud Absolu (2011)

"ılık, yarı koyu, balzamsı reçine ve öd.."


Karşımızda YSL' nin La Collection serisinden M7 Oud Absolu. La Collection YSL' nin 2011 yılında parfüm dünyasındaki yarım yüzyıllık tarihlerini kutlamak için çıkardıkları sınırlı üretim bir seri. Dördü kadın, dördü erkek parfümü olarak 8 parfümden oluşan seride, geçmişten bugüne tarihlerinde yer eden ve kimi artık üretilmeyen, kimi de çok az miktarda üretilen önemli parfümlerini modernize edip günümüze uydurmuş olarak bize sunuyor. 



Baştan cevaplayayım hayır seride kouros yok. Buna üzülenler ve sevinenler olabilir. Kouros'un kendi içinde zaten eski yeni pek çok varyasyonu olduğundan bu seriye ilave etmemiş olabilirler. Serinin biz erkekleri ilgilendiren kısmında artık üretilmeyen M7 yerine M7 oud absolu ile pour homme, jazz ve rive gauche var. Hepsi de önemli parfümler. Ben kendi adıma M7' ın üretimden kalkmasına pek üzülmüş olduğumu söyleyemeceğim. Peki yerine gelen M7 oud absolu nasıl? Hemen bakalım.

M7 Oud Absolu 2011 çıkışlı odunsu oryantal olarak sınıflandırılan, gerek koku, gerek harman içeriği olarak orijinal M7 ile benzerlikler taşıyan, onun günümüze uydurulup modernleştirilmiş bir hali. Hazır günümüzde öd temalı parfümler modayken YSL fırsatı iyi değerlendirmiş. 

M7 Oud Absolu' nun harmanı:

üstte: mandalina, mineral notaları
ortada: silhat, öd
altta: amber, laden reçinesi, mürrüsafi
 
notalarından oluşuyor. Parfümün yaratıcıları yine aynı. Harman genel olarak gayet iyi. Sentetiklik az olsa da hissedilebiliyor. Öd' ün dozajı çok iyi. Yine ilaçsı ama ilk M7 gibi aşırı ilaçsı değil, daha dozajında, ayrıca dizginlenmiş, geride.  Öd esans kalitesi ortalamanın üzerinde ama tabi Montale ve Mancera' dan sonra pek kesmiyor. Silhat doğal ve kararında. Çok çok az daha olabilirmiş belki. Harman ilk anda hafif feminen, kozmetiksi bir koku salıyor. Sanki dior hommevari. Ama bu çabuk açılıyor, mineral notaların etkisiyle hafiften tuzlanıyor ve silhatla az miktar kurulaşıyor. Ama kuru pudramsı bir kuruluk değil, daha ziyade topraksılık. Klasik silhat. Harman sade olmasına rağmen sıkıcı gelmiyor, mandalina çiğ taze mandalina değil, hafif tatlımsı fırınlanmış portakal kabuğunun vereceği olgun, derin kokuyu düşünün, o tarz bir koku, hani l'anarchiste misali, ama o kadar baskın değil oldukça hafif. Yani direk mandalina dedirmiyor, koklayan çoğu kişi mandalina diye değil, portakal kabuğu diye düşürür. Laden - mürrüsafi dengelemesi mükemmel. İlk andaki feminen ve kozmetik çantasıvari hava yerini kısa sürede oturmuş bir kokuya bırakıyor. Genel kalite de güncel ysl’ler kalitesinde. Ne ortalama, ne çok iyi. Ortalamanın biraz üzerinde, ama daha eski ysl'ler daha iyi tabi.


Koku olarak yumuşak, kremsi portakal kabuğunu andıran koku eşliğinde vanilyamsı tatlılıkta laden ve öd. İlk açılış; tatlımsı meyvemsi bir öd şeklinde. Laden ile mandalinanın kayısıyı andıran yumuşak kremsi karışımları güzel geliyor. Tatlımsılık çok yumuşak ve kibar. Hani sanki pötibör bisküvinin yumuşak tatlılığı gibi ama daha da hafif. Parfüm öd temalı olmasına rağmen, öd ilk açılıştan bir 10 dakika sonra oldukça hafifleyip kendisini iyice geriye çekiyor. Mandalina notası daha uzun süre belirgin misal. Bu aşamada vanilyamsı reçine kokusu alıyorsunuz. Silhat varla yok arası topraksılık katıyor, mürrüsafi de öyle. Dolayısıyla koku karakterini; öd temasından ziyade, reçine temasına eşlik eden çok hafif öd gibi düşünün. Zaten ilk yarım saat sonrası kokunun hakimiyetini tatlımsı reçine kokusu ele geçiriyor. Amberi hatırlatan güzel bir laden reçinesi karakteri. 

Reçineler çok komplex kokuya sahiplerdir, burada laden de öyle. Vanilyamsı, kehribarsı, hafif balsı, odunsu, meyvemsi, balzamsı. Bunların hepsini alt harmanda yer yer karışık olarak alıyorsunuz. Bazen vişneyi andıran kızıl bir meyve kokusu da geliyor.  M7 aoud absolu'daki laden gerçekten kaliteli bir esans. Fakat mandalina ve öd notaları için çok kaliteli , çok doğal diyemeyeceğim. Bazı yorumcular parfüm için niş kalitesinde demişler ama bence bundan uzak, burnunuza tamamen doğal gelmeyen bir şeyler var. Ama öyle çok ucuz, kötü kokuyor gibi algılamayın. Böyle bir şey yok.


Dior homme’daki kozmetiksi ve plastiğimsi o hissiyat burada da seziliyor ama belki 5’te biri oranında olarak çok daha hafiften. Maskülen değil, ama modern, yumuşak sevilesi bir koku. Bence kadınlar da kullanabilir. Notalar az olduğundan haliyle çok hareketli değil, biraz durağan, sonuçta birbirlerine akacak çok esans yok. Koku olarak günümüzde pek çok öd kokusu içinde öyle çok orijinal kaldığını söyleyemem. Sanki bir dior homme light gibi. Ama biraz daha rafine ve erkeksi. Kalite çıtası eski M7'lara göre birazcık daha aşağıda. Sıcak demeyeyim de ılık, yumuşak, kibar, modern, sakin, tene yakın bir koku. M7' a göre kıyasla derseniz; çok daha yumuşak, rafine, modern ve uysal bir hali. Sonuçta; ılık, yarı koyu, balzamsı reçine ve öd. Bir çok kişinin bayıldığı M7, benim için kaba, hırçın, otsu, öksürük şurupsu, vurucu buruk kokusuyla tam bir yontulmamış hödüktü. Şimdi ise temiz tıraşlı düzgün giyimli bir beyefendi olmuş. Oturmasını kalkmasını öğrenmiş. Günümüze ayak uydurmuş. Ama M7 fresh ile kıyasla derseniz bence M7 fresh, daha karakterli ve kaliteli bir parfüm. 


Özetle; net ve has bir ysl kokusu çıkmamış belli ki, ama yine de çok seçici olmayan parfüm meraklıların büyük bir kısmının beğenisine uygun. Ilık reçine tatlımsılığında, modern bir koku, üstelik öd esintileri de taşıyor. Tam günümüz trendinde, bu bakımdan ysl' nin modernize etmek konusunda gayet başarılı bir iş çıkarmış olduğunu söylemeliyim. Zaten bakarsanız eski m7 sevenlerin hemen hepsi bu yeni parfümü de beğenmiş. YSL modernleştirme olsun, hafif fresh varyant üretme konusunda olsun işini çok profesyonelce, özenerek yapan bir firma, bu yüzden benim için yeri ayrı. Parfümün genel kalitesi ortalamanın az üzerinde. Çok karakteristik kokusu olmayan parfüm benim gibi ysl sevenlerini tatmin edebilecek düzeyde değil. 


Koku, tene yakın kalıyor, çok bağırmıyor, ama algılamak için dibine gelmeniz de gerekmiyor. Biraz yakın mesafeden kendini düzenli olarak gösterebiliyor. Bu bakımdan fark edilirliği için ortalama diyeceğim. Projeksiyon kısa ama zayıf değil.  Fark edilirliği ise çok iyi. Benim tenimde rahatlıkla 8 saatten fazla kalabiliyor. Bunun dışında amber ve ladenin son vanilyamsı ılık tatlımsı fazlarını daha da uzun süre alabiliyorsunuz. Yani 12 saat civarında hala esintisi alınabiliyor. Parfümü hemen her yaş grubu kullanabilir.  Sonbahar ve kışa uygun, ben günün ikinci yarısı iç veya dış mekanda tavsiye ederim. Akşam yemeklerinde şık kıyafetle, ciddi veya özel ortamlarda, dans ortamında vs sırıtmayacaktır. 

Direk öd kokusu almak için düşünüyorsanız tavsiye etmem zira öd o kadar net ve temiz değil, reçine altında eziliyor. Ayrıca eski m7’a göre 3-4 kat daha hafif. M7 freshten bile daha hafif yapılı, ama ikisinden de daha sıcak bir koku. Kötü mü? değil, koku olarak çoğunluğu memnun edici, ama orijinallik, akılda kalıcılık, kendini özlettiricilik olarak pek bir numarası yok. Benim için pek hatırlamayacağım silik bir ysl olarak yerini aldı. Ama bu benim için, beni biliyorsunuz. Büyük beklentilere girmeden modern, ılık, yumuşak bir odunsu/tatlı reçine kokusu bakıyorsanız bir deneyin sevme ihtimaliniz var. Genel kullanıcılara denemeden körlemesine almalarını tavsiye etmem. Koku karakteristiği olarak da çok hafif bir dior homme’a benzediğini unutmayın.

22 Kasım 2013 Cuma

Gianfranco Ferre - Acqua Azzurra for Men (2008)

"adeta tende emiliyor ve fark edilirliği çok düşüyor.."



 
Daha önce bu İtalyan markanın ferre lui parfümünün incelemesini vermiş ve o kadar da matah olmadığını özetlemiştim. Genelde incelemelerimi baştan sonuçlandırmayı sevmem ama bugünlük, acqua azzurra' nın da aynı kaderi paylaştığını belirtmek istiyorum.

2008 çıkışlı yeni kokumuz oldukça değişik bir tarza sahip ve aromatik sucul tipte bir koku. Yaratıcısı CDG 2 man gibi über bir parfümün de yaratıcısı olan Mark Buxton. Kendisinin vasat, orta karar çoğunlukta olmakla beraber bazı ciddi tasarımları da var. Ancak benim için 2 man, zirve noktası. Fakat GF' ye geldiğimizde öyle yer edici bir şeyler çıkarmamış. Tabi işin sadece parfüm burnuyla alakası olmadığını biliyoruz. Marka sahibi ne kalitede, ne fiyat diliminde bir ürün istiyorsa çıkan sonuç da ancak o kadar başarılı olabiliyor.


Acqua Azzurra nın harmanı:

üstte: bergamut, lavanta, portakal çiçeği
ortada: beyaz gül, menekşe, zencefil
altta: silhat, su notası ve ödağacı 

notalarından oluşuyor. İlginç ve sentetiklik sinyalleri veren bir harman. Harmanın kalitesi için klasik 2000'ler sucuk karakteristiğinde diyebilirim. Yani burnu yormasa da, ucuz ve artık çok bayağı gelen bir sucul sentetiklik karakteri. Kağıt üzerinde çok hoş bir karışım gibi görünen notalar, ucuzluklarından ve başarısız karışımlarından dolayı yarım saat bile akılda kalma yetisine sahip değiller. Harman özetle sentetik ve bayağı.


Kokusuna gelelim, parfümün açılışı eğlenceli bir açılış; portakal çiçekleri eşliğinde çiçek notaları. Hemen ardından menekşe notası. Ancak sentetik gibi gelse de bir parfümde duyduğum en güzel, en canlı menekşe notası. İnsan "işte menekşe buymuş" diyor o kadar parfümdeki berbat kokulardan sonra. Calone aldehiti yani deniz kokusu içeren bir koku olarak klasik kenzovari çiçeksi deniz kokusu havası da yok değil. Eğer koku genel olarak hep açılıştaki haliyle ve biraz daha kuvvetli olarak koksaymış çok orijinal ve özel bir koku olabilirmiş. Ancak kısa bir süre sonra ortaya ödden dolayı buruk bir sentetiklik çıkmaya başlıyor. Ve parfüm adeta tende emiliyor ve fark edilirliği çok düşüyor. Keza kalıcılığı da öyle. Hani açıklamalarında turunçgiller ve çiçekler eşliğinde deniz kokusu ve öd ile tam bir akdeniz kokusu deniyor ama açıkcası öd'ün bir akdeniz kokusunda ne işi olduğunu ben anlayamadım. Akdeniz kokusu dediğin temiz limon, biberiye kokularıyla bezeli hafif çiçekler, belki ardıç, belki deniz kokuları ve çok yumuşak odunsular olmalı. Öd ise hepinizin bildiği üzere oldukça kuvvetli, dolgun, yarı ilaçsı, çürük kabuksu bir kokuya sahip. Haliyle ben ikisini örtüştüremiyorum karakter olarak.


Özetle, sadede geldiğimizde iyi başlayıp, iyi gidecekmiş imajı veren ama sonra bir anda kötü şekilde bozan koku karakteristiği, çabuk sönen çekingen ve ucuz harmanıyla GF' den yine olmamış bir başka koku. Tüm bunlara rağmen -koku olarak- ferre lui' den çok daha başarılı olduğunu bilin.

Fark edilirliği ve kalıcılığı kötü. Hafif ve çekingen yapısından dolayı kullanıcı grubu geniş, 16'dan başlar ve gider. 4 mevsim fakat hafifliğiyle özelikle yaz ve baharlık, hafif hareketli, sakin nisbeten kapalı mekanlara daha iyi uyacaktır. Yazdığım kusurlarından dolayı vasat bir parfüm olarak görüyor ve önermiyorum.

25 Ekim 2013 Cuma

Baldessarini - Del Mar (2005)

"artık bu koku konseptinin birbirinin aynı kabak tadı vermeye başladığını düşünüyorum.."




Daha önceden bu markanın pour homme versiyonunu incelemiş ve ortalama bir parfüm olduğunu yazmıştım. Şimdi biraz daha fresh tarzda, yumuşak bir koku olan del mar versiyonunu inceliyoruz. Bildiğiniz gibi baldessarini aslında hugo boss’un yan markası. Tıpkı Givenchy’nin Michael Kors’u üretmesi gibi. Del Mar 2005 çıkışlı baharatlı odunsu tipinde yumuşak yumuşak orta ferahlıkta kibar bir parfüm.


Baldessarini Del Mar' ın harmanı:

üstte: mandalina, bergamut, biber
ortada: tarçın, sedir, kakule
altta: amber, silhat ve kabe samanı

notalarından oluşuyor. Gayet az ama öz bir harman. Kalite olarak benzer rakiplerine oranla bariz bir sentetiklik barındırdığını belirtmeliyim. Bu ortalama bir kullanıcı için hissedilemez durumdayken, benim için kabul edilemez sınırların başlangıcında oldu.Harman yumuşak başlı ve homojenize bir harman, öne çıkan bir nota yok. Pek doğal olmadığı için burnunuza gelen mis gibi herhangi doğal bir nota yok. Yüksek bir kalite beklememelisiniz.


Del mar tarz olarak şu soluk mavi kokulardan. Bunların hepsi tıpkı yeşil kokular gibi birbirine benziyor, artık bakınca nasıl kokacaklarını biliyorum; yumuşak, hafif tatlımsı odunsu bir koku. Tıpkı azzaro visit, jil sander, Gucci pour homme II gibi. Del mar da aynı şekilde kokuyor, yumuşak, hafif tatlımsı odunsu koku. Ve benzerlerinde olduğu gibi sakin, fazla bağırmayan bir koku. Açılışı meyvemsi/vanilyamsı, sulu odunsu koku şeklinde. Sonradan daha ziyade kakaomsu sandal ağacı/gül ağacı kokusu eşliğinde bu odunsu yumuşak koku devam ediyor ve öyle bitiyor. Akış biraz kopuk. Çekicilik bence düşük.

Özetle, yumuşak odunsu kokular safında yerini alan Del Mar,  pek orijinal değil ve özel bir heyecan, beğeni, alma isteği uyandırmadı bende. Standart bir parfüm kullanıcısını da çok heyecanlandıracağını zannetmiyorum. Daha yüksek kalite esanslarla yapılsaymış dahi artık bu koku konseptinin birbirinin aynı kabak tadı vermeye başladığını düşünüyorum. Genel kalite çıtası baldessarini pour homme'un altında.


Benim tenimde fark edilirliği düşük, kalıcılığı ortalama altı. Uygun yaş grubu 16-30 ama 25 yaş üzeri çoğu tecrübeli parfüm kullanıcısı kalitesi konusunda dudak bükecektir.  Yapısı itibariyle dört mevsim, her zaman iç ve dış mekanda kullanılabilecek bir parfüm. Sıkıcı olmasını geçelim, aynı koku karekterindeki rakiplerinden daha düz olan kokusu ve daha düşük kalitesiyle pek üzerinde durulmayı gerektirmeyen bir koku, tavsiye etmiyorum.