Dolce & Gabbana - The One for men (2006)

"Bu incelemeyi biraz üzgün bir şekilde yazıyorum, çünkü gerçekten beğenilesi kokusu, maliyet uğruna sentetik harmanıyla öldürülmüş.."

Bu yazımdan sonra neden 2000 ve sonrası parfümlere çok tehlikeli gözüyle baktığımı artık anlayacaksınız diye umuyorum. The One 2006 çıkışlı, diğer gentleman versiyonuyla ikisi, sanki gucci pour homme taklitleriymiş gibi duran, hafif tarzda baharatlı odunsu bir parfüm.  Beni üzen bir parfüm.

The One for men' in harmanı:

üstte: greyfurt, kişniş, fesleğen

ortada: zencefil, portakal çiçeği, kakule

altta: amber, sedir ağacı, tütün

notalarından oluşuyor. Sade ve öz bir harman. Peki parfüm nasıl? Önce kokudan mı başlayayım, yoksa harmandan mı? Harmandan başlayalım. Baharatlı bir oryantal olup, tütün, kişniş gibi notaları içeren bir parfüm olmasına rağmen bir Gucci ph I ya da Joseph Abboud gibi kuru, maskülen, baharatlı bir parfümle karşılacağınızı sanmayın. Aksine parfüm oldukça yumuşak, tatlımsı, akışkan bir tarzda. Bu bakımdan Bir Gucci Envy gibi. Koku olarak da ona yakın. The One' ı ilk sıktığımda "hımm, D&G günümüze çok iyi ayak uydurmuş, çok güzel, düzenli kullanıma uygun, biraz feminen, modern, tatlımsı ama bayık olmayan başarılı bir odunsu koku yaratmış diye düşünmüştüm." Başka kişilerin yorumları için diğer parfüm platformlarına göz attığımda ise öncelikle parfüm hakkındaki oldukça fazla olan negatif yorumlara şaşırdım. Ardından herkesin ağızbirliği yapmışcasına "açılış kokusu bir harika, ancak sonradan dayanılmaz şekilde sentetikleşiyor, çok kötü" yorumlarıyla suratımı bir mutsuzluk kapladı. 

Keyfim kaçmış bir şekilde o noktayı beklemeye başladım, ve çok geçmeden yaklaşık yarım saat sonra koku karakter değiştirerek tatlılaştı, sentetikleşti, şurupvari, yogun, bunaltan, baş döndüren-ağrıtan derecede yapay bir hale geldi. Bu andan sonraki moral durumumu anlatmayayım.

The One' da durum gördüğünüz gibi bu şekilde. Kakule, tatlı greyfurt ve fesleğenin sıcak, tatlımsı meyvemsi kokuları ile, sedirin alttaki sıcak odunsu kokusu çok harika bir açılış yapıyor. Yani nadir parfümün böyle güzel bir açılışı var. Sanmıyorum ki herhangi biri bu ilk kokuyu sevmesin. Zihninizde bu karışımı canlandıramıyorsanız tam olarak benzemesede andırıyor diyebileceğim CK Euphoriavari bir karpuzumsu, karanfilimsi, yumuşak koyu mor-kırmızı bir koku canlandırın gözünüzde. 

Ama bu şekerli değil tatlımsı olmalı, bir meyve ya da vanilya gibi. İşte koku bu. Bazen de Gucci Envy' ın kakulesi azaltılmış, biraz daha tatlılaştırılmış feminen hali gibi kokuyor. Daha doğrusu üst notalar böyle demeliyim. Çünkü bu güzel koku ancak yarım saat kadar bu şekilde kokuyor. Sonra aşırı sentetik amber ve tütün bütün işi berbat ederek, parfümü şekerimsi, bunaltan bayıklıkta dayanılmaz bir hale sokuyor. Sentetik kokuların bazıları burukluklarıyla burnunuzu bükerken, bazıları doğrudan beyninizi etkileyerek başınızı ağrıtır. İşte The One bu şekilde başınızı ağrıtan bir parfüm. 

 

Ayrıca parfüme alışıp ileriki kullanımlarınızda, o ilk baştaki güzel kokuda da sentetikliği algılıyorsunuz. Ancak koku iyi olduğundan umursamamaya çalışıyorsunuz. Sonrası malum. Başka da söylenecek pek bir şey yok. Son zamanlarda üst üste gelen aşırı sentetik kokulardan bıktım. Bu incelemeyi biraz üzgün bir şekilde yazıyorum, çünkü gerçekten beğenilesi kokusu, maliyet uğruna sentetik harmanıyla öldürülmüş. D&G açgözlülüğü biraz bırakıp notaların kalitesine önem verseymiş, aşırı başarılı bir parfüm olabilirmiş.

Fark edilirliği başta iyi sonra vasat. Tene yakın kalıyor. Kalıcılığı ortalama üzeri ile iyi arası. Uygun yaş grubu 24-30 arası. Kış mevsimine uygun. Kendim de kullanmak isteyeceğim güzellikte bir başlangıcı olmasına rağmen sonradan çok bozulan kokusu ve aşırı sentetik-baş ağrıtan harmanından dolayı uzak durmanızı tavsiye ediyorum.