25 Kasım 2017 Cumartesi

Nautica - Competition (2003)

genel kalite çıtasının Dunlop, Adidas gibi markaların parfümleri seviyesinde olduğunu bilmelisiniz..
  
Merhaba sevgili parfüm meraklıları, ana öğün sonrası tatlı niyetine yeni bir incelemeyle devam ediyoruz, bu seferki durağımız genç ve hafif tarzıyla genelde beğendiğimiz Nautica markasından Competition modeli. Competition ilk olarak 1997 yılında çıkıp, 2003 yılında yeniden formülize edilerek biraz değiştirilmiş şekilde piyasaya sunulan bir parfüm. Benim bugün incelemesini yazdığım versiyon yeni versiyon ki zaten ilk versiyonu bulmanız oldukça zor. Bu arada 2003 çıkışlı bu yeni modelin de artık üretilmediğini ama aranırsa bulunabileceğini belirteyim. Edt konsantresindeki parfümümüz aromatik yapılı ve genç yaştaki kullanıcıları hedef kitlesi olarak belirlemiş. Parfümün yaratıcısı çok da büyük eserlere imza atmamış olan Patricia Bilodeau.

Competitionun harmanı:

üstte: bergamut, ardıç
ortada: biberiye, muskat
altta: sandalağacı, muskat

notalarından oluşan son derece basit ve sade bir harman. Bir parfümün iyi olması için çok karmaşık bir harmana ihtiyaç duymadığını biliyoruz ama az notalı harmanlardaki en büyük risk de çok kısa sürede tekdüze hale gelip sıkıcı kokabilme riskleri.  Açıkçası competitionda bu durum yok. Ucundan kurtarmışlar diyebilirim. Harman yumuşak, akıcı bir harman ki çoğu nautica harmanı böyledir zaten. Yalnız hatırı sayılır bir miktarda sentetikliğe sahip. Malzemeden kısıp ucuza getirmeye çalışmışlar, elbette bir Creed gibi her notayı buram buram duymayı aramıyorum ama birazcık daha doğal esans istemek bu hobide çok değil. Edt formunda ama esans oranı az kullanılmış daha ziyade edcye yakın bir konsantrasyonda.

Competition’ın açılışına bergamutun taze yeşil ferahlığına ardıç hafif yeşil, ıslak taptaze aromatikliğiyle eşlik ediyor. Son derece temiz, taze, yeşil bir açılış. Hani bir ardıç ağacının yapraklarını koparıp elinizde ovalayın, ya da yemişini açın ve koklayın buna çok yakın bir koku ile başlıyor. Ben ardıç yemişinin taze kokusuna bayılırım. Fakat ne yazık ki nautica bu kokuyu %90 oranında kopyalamış olsa da, bunu çoğunlukla sentetik olarak yapmış. Halbuki bu ikisi ne pahalı ne elde etmesi zor notalar.  Neyse deyip devam edelim. Açılış orta kuvvette, bağırmıyor ama kendini gösteriyor. İlk anlarda arkasında iz bırakan ve kendini sürekli belli eden bir yapıda. Ancak bu kısa sürüyor. Yaklaşık 10-15 dakika içinde üst harman zayıflayıp, törpülenip geriye çekilmeye başlıyor ve o ilk andaki net fark edilirliği kaybolmaya daha tene yakın bir kokuya dönüşmeye başlıyor. Biraz sonra muskat gelmeye başlıyor ama bu muskat gördüğüm en yapay, en vasat muskat esanslarından biri. Muskat notası yerinde ve uygun kalitede kullanıldığında efsaneler yaratabiliyor. Nautica ise burada da yine cimri ve özensiz davranmış sentetikliğimiz aynen devam ediyor. Benim tenimde biberiye notası pek belirgin değildi.

Parfümün oturması yarım saati bulmuyor. Bu süreçte aldığım taze yeşil aromatik bir koku. Net şu şu esansı denilecek bir koku çıkmıyor. Aslında bakınca çoğunluğu bergamut ve ardıcın oluşturduğu bu kokunun çok basit, çok tekdüze kokması gerekirken o anlamda hiç bir sorunu yok gibi. Ama elbette iyi kalite bir parfümde aradığımız derinliği, çok yönlülüğü, orada buradaki ufak tefek esansların kattığı lezzzetlilik halini aramamak lazım. Competition basit, ucuz, genç ve derin parfüm deneyimi olmayanlara yönelik hazırlanmış bir parfüm. Onu bu şekilde değerlendirmek lazım. Yani genel kalite çıtasının Dunlop, Adidas gibi markaların parfümleri seviyesinde olduğunu bilmelisiniz. 

Oturduktan sonra zaten zayıf olan koku hızla uçmaya başlıyor ve bir saati bulmadan artık pek de bir şey kalmamış oluyor. Sandal notası da biberiye gibi, varmı yok mu belli değil. Dolayısıyla bu parfümün kokusunu özetlersem çok taze, enerjik ve temiz bergamut ardıç açılışının hızla sönüşü, bunlara birazcık yapay muskat eklenmesi ama kokunun yeşil tarzının değişmeden bu şekilde devam ederek kısa süre uçması olarak anlatabilirim.

Kokusunu avon full speede benzetenler var, ben buna tam olarak katılamıyorum. Biraz andırsa da, onda düz tatlı portakal, mandalina kabuğu statik şekilde kokarken, competitionda bu turunçgil kokusu daha yeşil yapılı ve tatlılığı yok. Ardıç her daim bergamuta eşlik ederek aromatikliği teşvik ediyor. 

Özetle; basitliğini, genel kalitesini düşündüğümüzde artık üretilmeyen bu parfüm için çok da kelam etmek yersiz gibi. Günü kurtarsın diye üretilip bir süre sonra sonlandırılmış, benzeri yapı ya da kalitede onlarca parfümleri değil parfümerilerde, süpermarketlerde bile bulabileceğiniz, -kalibresi için- kabul edilebilir bir koku hoşlupuna sahip bir parfüm olan competition keşke sulandırılmış kolonya kıvamından daha yoğun bir konsantrasyonda ve daha doğal olarak sunulsaymış. Şu haliyle neden piyasadan çekilmiş olduğunu anlamak güç değil.


Fark edilirliği ilk 10 dakika gayet iyi sonrasında vasat, oturunca tene çok yakın kalan, hatta daha da uçup iyice silikleşen bir varmış bir yokmuş kokusu. Kalıcılığı da aynı şekilde zayıf esanslardan dolayı son derece kısa 1-2 saat o da ancak esamesi kalmış oluyor. Çok taze yapılı günün her vaktine ve tüm mevsimlere uygun. Yaz mevsiminde ferah yapısıyla canlandırıcı olabilecek parfüm daha ziyade çok tecrübesiz ve genç arkadaşlara uygun bir parfüm. Yukarıda yazdığım sentetik ve çok zayıf harman problemlerinden dolayı arayıp bulmanıza değecek bir parfüm değil, önermiyorum.

Bu arada beni kenzo junglea bilmem kaç sene evvel böcek ilacı yakıştırması yaptığım için sürekli eleştiren arkadaşım. Seni seviyorum. Bunu defalarca açıkladım, o zamanlar yazım dilim daha zayıftı, daha genç yaşta olmanın dildeki agresif savurganlığım vardı. Kimse mükemmel değil ve bir işi devamlı yaptıkca daha iyi hale geliyorsunuz. Bugün o değerlendirmeyi öyle yazar mıydım hiç sanmıyorum ama şimdi değiştirme gereği de görmüyorum ki 7 sene öncesindeki yazım dilimle bugünkü arasında gelişmeyi bizzat görebileyim. 7 sene önce kaç tane parfüm blogu vardı onu da hatırlamanızı isterim. Sadece kaç sene öncesinin yazılarına değil güncel incelemelerimdeki yazım dilime bakarak da değerlendirin demiştim. Şimdi çoğuyla anlaştık gerçi, onlar kendilerini biliyorlar. Hep söylüyorum bu benim maaşlı işim değil, kendi günlüğüm gibidir, defalarca kez parfüm konusunun ne kadar öznel bir konu olduğunu belirtmeme rağmen hala bazı yorumlarda o kadar övmüşsün, bir aldık leş gibi çıktı, sen bu işten anlamıyorsun arkadaş, x parfümü kullanıyordum kızlar etrafımda dönüyordu, senin yüzünden buna paramı harcadım gibisinden bazı hezeyanlar görmek üzüyor, sonuçta amaç ülkede parfüm kültürü gelişsin, bir yerlere gelsin idi. Ama her şeyde başarılı olamıyorsunuz işte, kenzo jungle incelemesinde olduğu gibi. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder